İNSAN İNSAN
“İnsan insan derler idi
İnsan nedir şimdi bildim
Can, can deyü söylerlerdi
Ben can nedir şimdi bildim
Acı ve zevk arasında gidip gelen bu hayatta hepimiz daha mutlu olmanın yollarını, kafamızdakı soruların cevaplarını arıyoruz mütemadiyen. Yüzyıllar boyunca insan şu soruyu sormuş kendine: Bu ızdıraplı yaşamla nasıl mücadele edebilirim? Yoga öğretisi ve pek çok teknik bu sihirli sorunun cevabı olarak doğmuş.
İşte tam da bu noktada, başka bir çabanın içine girmeye, cevapları ararken yogayı ellerimizde oyuncak edip, her şeyi kendi çıkarlarımız için maddi bir şekle sokmaya başladık. Hakikati teoride bilen yoga hocaları ego tanrıçaları olarak sahne almaya (bir rock starla karıştırabilirsiniz:)) ve çoğu zaman güç, para, cinsellik, ruhsal açlıkla beslenmeye başladılar. Sonunda “spiritüel” olma yoluna tezat insanlara dönüşmeye başladık. Meditasyon her ne kadar bu amaçla ortaya çıkmış olmasa da, egoyu güçlendiren, besleyen bir teknik haline gelmeye başladı ve bu çabanın kendisi, yoganın bir ifadesi olma yolunda hızla ilerliyor.
Oysa ki yoga insani eğilimlere net olarak karşı gelmiştir. Hayatın sadeleştirilmesi, sükunet, dinginlik, statik bedensel duruş, solumanın ritme bağlanması, tek bir noktaya yogunlaşma; tüm bunlar çoğullaşmayı ve parçalanmayı önlemek, yeniden bütünleştirmek ve birleştirmek içindir. Gözlemleyen varlıklar olarak basitçe o anda olmak ve her varlığa, her şeye olduğu gibi olmasına izin vermek esastır. Zen budistlerin tanımladığı gibi, spiritüel olmak demek sadece odun kesip, su taşımak demektir. Belki bir fincan çay içmek, yağmuru izlemek, markete gitmek, yürüyüşe çıkmak ya da tren camından dışarıyı izlemektir. Sadece her şeyi olduğu gibi fark etmek, size o anın nasıl da uzayıp netleştiğini ve günlük basit eylemlerin nasil keyif verdiğini hissettirecektir. Menander’in dizelerindeki gibi: "Yıldızlardan, denizlerden, bulut dizilerinden, ateşin kıvılcımından, hepimizi aydınlatan güneşten, yüz yıl da yaşasanız, birkaç yıl da yaşasanız, onlardan daha yüksek birşey göremezsiniz.."
TÜM YAZILAR